anasayfa resim

anasayfa resim

31 Ağustos 2014 Pazar

Bu yıl Tokat gezimizde Niksar Kalesini gezelim dedik.. Memleketimiz ancak bu zamana kadar gezme fırsatı bulamamıştık.Niksar Kelkit ırmağı ile Canik dağlarının birleştiği ovada kurulmuş.İmpataror Hadrianus zamanında Büyük Pontus eyaletinin Metropolisi ilan edilmiş ve Anadolunun siyasi başkenti olmuş.Sonra Romalılar, daha sonra Bizanslıların eline geçmiş. Daha sonra Danişmentlilerin eline geçerek ve başkentleri olmuş.  Niksar kalesi Türkiyenin 2. büyük kalesi.. Kale Niksar ve çevresine hakim bir tepe üzerine kurulmuş.. Kalenin içerisinde Bizans döneminden kalma kilise, hamam, zindanlar ve Anadoluda ilk tıp eğitiminin verildiği Yağıbasan Medresesi bulunuyor. 
Kalenin girişinde Tokatlı konuşmalarını anlamak için bu şiiri asmişlar, sözlük gibi :)

Kalenin içerisinde bulunan Yağıbasan medresesi içerisinde el yazması Kuranı Kerimler, Osmanlıca tapu belgeleri, Osmanlıdan kalan eserler bulunuyor.. 

 Niksar Kalesinin bütününü gösteren maketi...




Kalenin içerisinde Osmanlı Balkonundan şehrin görünüşü...


Yakışıklı oğlum kalenin balkonunda etrafı incelerken... 


Sevgili eşimle beraber...  
Niksar merkezde bulunan saat kulesi... 

Bütün gün Niksarı gezdikten sonra çok acıktık, nerede yemek yiyelim diye düşünürken saat kulesinin tam karşısında Birader kebap diye bir yer gördük.. Çalışanlar çok kibardılar.. Siparişlerimizi verdik, Oğlum beklerken...
Bu da fotograf çektirmekten hoşlanmayan evimizin ergeni...


Birçok yerde beyti yedim ama hiç bu kadar lezzetlisini yememiştim.. Hem sunumu hem de tadı çok güzeldi.. Ellerine sağlık.. 
Veee finali Künefe ile yaptık... Çok güzel bir gezi oldu... Önümüzdeki yıl Tokatta başka yerler keşfetmek üzere gezimizi tamamladık...








 Bebeğimize ördüğüm ciciler... Önümüz sonbahar, kış... Bebeişimiz üşümesin diye yelek ve hırkaları hazır... Evde kullansın diye polar battaniyenin kenarlarını tığ ile çevirdim... Bebeklerin herşeyi güzel oluyor...

Dün evde otururken birden perdeler gözüme takıldı. Çok sade göründüler, acaba bunlara ne yapabilirim diye düşünürken geçen yıl farklı bir amaç için aldığım fakat kullanmadığım pullar ve boncuklar aklıma geldi... Hemen çıkardım pullarımı, boncuklarımı, iğnemi, ipliğimi... Desen olarak ne yapsam dedim, ben çiçekleri çok sevdiğim için çizgi taşı ile hemen bir çiçek çizdim...  Sonra pullar ve boncuklarla işledim... Çok da kolay oldu... Siz de evinizdeki eşyalara küçük dokunuşlarla değişiklikler yapabilirsiniz...

27 Ağustos 2014 Çarşamba



Fasulye konservelerimiz hazır :)  Bahçeden topladığımız fasulye ve domateslerle bugün konserve yaptım.. Dondurucuya konmuş fasulyeyi konserve kadar sevemiyorum nedense.. Daha zahmetli olmasına rağmen konserve daha lezzetli geliyor bana.. Biraz zahmet çektik ama kışın lezzetli lezzetli yiyeceğiz.. Ben tam ölçlü yapmadım biraz göz kararı oldu, ama aşağıdaki gibi yaparsanız da tam oluyor. Eğer domatesi seviyorsanız miktarı biraz daha artırabilirsiniz..

Fasulye Konservesi

Malzemeler
*4 kg fasulye
*2 kg domates
*Tuz

Fasulyeleri ayıklayıp doğrayın veya kırın, güzelce yıkayın.... Domatesleri rendeleyin, büyükçe bir tencereye alıp ocağa koyun.. Domatesler biraz suyunu çekene kadar pişirin. Fasulyeleri ekleyip karıştırın..Kaynamaya başladıktan sonra tencerenin kapağını kapatıp 5-6 dakika pişirin.. Ocağın altını kapatmadan kavanozlara koyun.. Kavanozların kapaklarını sıkıca kapatın.Kavanozları geniş bir tencereye alın. Kavanozlar birbirine vurmasın diye aralarına bez koyun. Kavanozları geçecek kadar su koyup ocağa alın. Tencerenin kapağını kapatın yaklaşık 1 saat kaynatın.. Tencereden aldığınız kavanozları bir bez üzerine kapaklar aşağı gelecek şekilde dizin. 1 gün bu şekilde bekletin. Sonra kapaklarını kontrol edin. kapakların içe çökmüş olması gerekir. Serin bir yerde muhafaza edin.. Her konserve yaptığınızda mutlaka yeni kapak kullanın..
 Bugün kardeşim küçük bebeği ile ziyaretime geldiler... Bebekler ne kadar hızlı büyüyor, bir haftada bakışları, yüzü, herşeyi değişmiş sanki.. Allah bebişimize sağlıklı sıhhatli uzun ömürler versin inşallah... Kardeşimin en sevdiği şey un helvası, ben de onu mutlu etmek için hemen un helvası yaptım... Onun sayesinde hepimiz un helvasına doyduk...

Cevizli Un Helvası 

Malzemeler
*100 gr margarin veya tereyağ
*1 çay bardağı ayçiçek yağı
*2 su bardağı un
*1 su bardağı dövülmüş ceviz
*2 su bardağı şeker
*3 su bardağı kaynar su

Önce bir kasenin içerisinde su ve şekeri karıştırın. Bir tencereye margarin ve ayçiçek yağını alıp ocağa koyun.. Margarin eriyince unu ekleyin.Kısık ateşte karıştırarak kavurun. Unun rengi kahverengi olmaya başlayınca cevizi ekleyin. 5 dakika daha kavurup yavaş yavaş şekerli suyu ekleyin. Unun top top olmaması için suyu yavaş eklerken sık sık karıştırın. Kaşıkla şekil vererek servis tabağına alın.

26 Ağustos 2014 Salı




 
Bugünkü yemeğimiz bahçeden topladığımız kabak ve biberlerle yaptığımız kıymalı dolmalar... Daha önce hiç bu kadar lezzetlisini yememiştik.. Bu kabakları yedikten sonra daha önce yediklerimizin ne olduğunu bilemedik...
 
Kıymalı kabak ve biber dolması
 
 
Malzemeler
*2 adet kabak
*6 adet dolmalık biber
*2 adet domates
*1 yemek kaşığı salça
*2 yemek kaşığı Ayçiçek yağı
Harcı için
*250 gr kıyma
*1 orta boy kuru soğan
*1 çay bardağı pirinç
*1 yemek kaşığı salça
*Tuz, kara biber, pul biber
 
Kabakları ortadan ikiye kesip içlerini çıkarın. Biberlerin çekirdekli kısımlarını temizleyip iyice yıkayın.. Harç için soğanları yemeklik doğrayın. Kıymayı, yıkanmış pirinci, salçayı, tuz ve baharatı ekleyin. İyice karıştırın. Kabakların ve biberlerin içlerini harçla doldurun, tencereye yerleştirin. Ağızlarını iri doğranmış domates ile kapatın. Küçük bir kabın içerisinde 1 yemek kaşığı salça, tuz ve 2 yemek kaşığı Ayçiçek yağını karıştırın. Üzerine bir bardak su ekleyip karıştırın. Bu karışımı dolmaların üzerine dökün. Dolmaların üzerini geçecek kadar sıcak su ekleyin. Kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin.. Üzerine yoğurt dökerek servis yapabilirsiniz..
 
 
 
 
 


25 Ağustos 2014 Pazartesi

Geçen hafta önce kendimize süpriz yapıp ani bir karar verdik, sonra anneme süpriz yaptık. İki aydan beri memlekette olan annemi ziyarete gittik..Annem çok mutlu oldu bizi görünce, ne yapacağını şaşırdı...Hemen mutfağa girip bize güzel yemekler hazırladı.. O kadar çok dua etti ki geldiğimiz için, iyi ki gitmişiz dedik.. Annem 16 yaşında ayrıldığı memleketine üç yıl önce bir ev yaptırıp geri döndü.. Artık yazın yaklaşık 3 ay memlekette.. Sayesinde biz de temiz mis gibi memleket havası alıyoruz... Bu yıl kendini aşıp küçük bir çiftlik yapmış, Gülseren hanımın çiftliği :) Evinin bahçesine önce 30 adet meyve ağacı dikti.. Sonra fasulye, kabak, domates, biber, maydanoz, soğan, nane, pazı, karalahana yetiştirmeye başladı.. Sayesinde biz de organik sebzelerden yedik, yediğimizle kalmadık kış için de hazırlıklar yaptık... 






 Yazın en güzel sebzelerinden birisi de bamya.. Bamyayı kişi bamyayı sevmez, ama sevenler de çok sever... Özellikle zeytinyağlı yapıldığı zaman yemeye doyum olmuyor.. Benim yaptığım bamya da çok güzel olmuştu, tavsiye ederim..

Zeytinyağlı Bamya 

Malzemeler
*1/2 kg taze bamya
*2 adet domates
*1 tatlı kaşığı biber salçası
*1 orta boy kuru soğan
*2 adet sarımsak
*1/2 limon suyu
*2 adet kesme şeker
*2 yemek kaşığı zeytinyağı
*Tuz

Bamyaları temizledikten sonra güzelce yıkayın.. Tencereye zeytinyağını alıp yemeklik doğranmış soğanları ve sarımsakları ekleyin.. Soğanlar sotelendikten sonra rendelenmiş domatesleri ekleyin.. Salçayı ilave edin. Karıştırdıktan sonra bamya, limon suyu, tuz, şekeri ekleyin. Üzerine 2 su bardağı sıcak su koyun. 20-25 dakika pişirin.. Afiyet olsun.

18 Ağustos 2014 Pazartesi


Cumartesi günü eşimin kardeşi, eşi ve çocuklarla Kırkpınar Ciğercisine gittik... Kızımın en sevdiği yemeklerden birisi Edirne ciğeri.. Yemeğin sonunda çocuklar için aşçı şapkalarını getirdiler, bizim küçük erkekler bayıldılar... Şapkayı taktıktan sonra böyle poz verdiler...
Pazar Selimpaşa pazarına gittim... Pazarlarda bazen çok ilginç şeyleri çok ucuza bulabiliyoruz.. Selimpaşa pazarına genelde orada yaşayan köylülerden organik sebze, köy yumurtası almaya giderim, ama ev malzemelerinin satıldığı bölümlere de bakmaya çalışırım... Pazarda bir tezgahta yukardaki saatleri gördüm çok hoşuma gitti... Ahşap üzerine farklı farklı baskı resimler yapılmış, görüntü çok hoş... Fiyatını duyunca hemen mutfağıma bir tane aldım... Saatler tanesi 5 TL....

Alışveriş merkezlerine gittiğim zaman en sevdiğim mağazalar ev eşyaları satılan mağazalar... Özellikle Karaca, Bernardo, Esse, Engilish Home, Madam Coco, Chakra gibi mağazalar favorilerim... Hiç birşey almayacaksam bile şöyle bir bakıp çıkıyorum... Tabaklar, bardaklar, havlular, nevresimler, masa örtüleri mutlaka bakacağım ürünler... Canım eşim de beni çok iyi tanıdığından cumartesi günü bana süpriz yapmış ve Karacadan yemek takımı hediye almış... Çok mutlu oldum, inşallah önümüzdeki günlerde yeni cicilerimde yemeklerimi de paylaşırım sizlerle...

14 Ağustos 2014 Perşembe



Bu sabah erkenden uyandım... Kardeşimin 20 günlük bebeği bile benden çok uyumuştur herhalde... Biraz uyumaya çalıştıktan sonra baktım olmuyor, bari kalkıp yiyecek birşeyler hazırlayayım dedim... Bu arada saat sabahın altısı... Bütün ev halkı uyuyor.... Poğaçalar için hamuru mayaladım... Kendime güzel bir nescafe yaptım....Balkonda sabah serinliğinde kahvemi içtim... Poğaçaları yaptıktan sonra annemin her zaman dediği gibi fırın ısınmışken yanına birşey daha yapayım dedim... Tarçını çok seviyorum, tarçınlı limonlu kurabiye yaptım..Bu kurabiyeler kapalı bir kapta 15 güne kadar tazeliğini koruyor....Sonra dün aldığım kek aklıma geldi, onunla da tiramisuyu yaptım... Bizimkiler uyandı.... Hepsi çok güzel olmuştu....


Tarçınlı Limonlu Kurabiye 

Malzemeler
*250 gr oda ısısında tereyağ ve margarin
*1 su bardağı pudra şekeri
*1 yumurta
*1,5 çay kaşığı tarçın
*1 limon kabuğu rendesi
*1 paket kabartma tozu
*Un
Kurabiye için tüm malzemeleri yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğurun.. Ceviz büyüklüğünde parçalar alıp fırın tepsisine dizin. 170 derece fırında 25-30 dakika pişirin.... Afiyet olsun....


Bugün yemeğimiz Mersin'den geldi :) Sevdiğim arkadaşım,aile dostumuz Gülnazcığım eşi Oğuzhan'ın yaptığı tantuniyi gönderdi..  Mersin'e gidilir de tantuni yenmez mi? Hele de evde yapılan tantuni süper olur... Resimleri bile gözlerimizi doyurdu, eminim tadı da çok güzel olmuştur... Ellerine sağlık Oğuzhan...İstanbul'a geldiğinizde biz de istiyoruz :))